Osmanlı İmparatorluğunun en uzun süre tahtta kalan ve Osmanlı’ya altın çağını yaşatan Kanuni Sultan Süleyman. Kanuni Sultan Süleyman Kimdir? sorusunun cevabına yer verdiğimiz yazımızı keyifle okuyacağınızı düşünüyoruz.
27 Nisan 1495’te Trabzon’da dünyaya geldi. Annesi Hafsa Hatun, babası Yavuz Sultan Selim’dir.
Kanuni’nin çocukluğu
Babası Yavuz Sultan Selim, onu küçük yaşlardan itibaren iyi bir şekilde yetiştirdi. Üstün bir terbiye ve eğitim gördü. İlk eğitimini annesinden ve ninesi Gülbahar Hatun’dan aldı.
Yedi yaşına geldiğinde eğitim için İstanbul’a, dedesi Sultan 2. Beyazıt’ın yanına götürüldü. Süleyman, burada Karakızoğlu Hayreddin Hızır Efendi’den edebiyat, tarih, fen ve din dersleri aldı. Ayrıca savaş teknikleri konusunda da eğitim gördü.
Şehzade Süleyman, 15 yaşına kadar babası Yavuz Sultan Selim’in yanında kaldı. Kanunlar gereği sancak istemesi üzerine, önce Şarki Karahisar’a, daha sonra Bolu, kısa bir süre sonra da Kefe sancak beyliği görevlerine atandı(1509).
Şehzade Süleyman, Yavuz Sultan Selim’in 1512 de tahta geçmesi üzerine İstanbul’a çağrıldı. Babasının kardeşleriyle mücadeleleri esnasında İstanbul’da kalarak babasına yardımcı oldu. Bu zamanlarda Saruhan sancak beyliğinde de bulundu. Babası Yavuz Sultan Selim’in vefat ettikten sonra, 30 Eylül 1520’de 25 yaşındayken Osmanlı tahtına geçti.
Kendisinden başka erkek kardeşi olmadığından tahta geçişi basit ve çatışmasız oldu. Kanuni Sultan Süleyman, çok ciddi ve kendinden emin bir padişahtı. Azim ve irade sahibiydi. Yapacağı işlerde hiç acele etmez, gayet geniş düşünür ve verdiği emirden asla caymazdı. İş başına getireceği adamlara, kabiliyet derecelerine göre görevlendirirdi. Kendisine “Kanuni” denmesinin sebebi, yeni kanunlar icat etmesinden değil, mevcut kanunları yazdırtıp çok sıkı bir şekilde uygulamasından dolayıdır. Kanuni Sultan Süleyman, adaleti seven bir padişahtı. Mısır’dan gelen vergiyi fazla buldu ve yaptırdığı araştırma sonucunda halkın zulme uğradığını düşünmesi ve Mısır Valisini değiştirmesi bunun en önemli kanıtıdır.
Kanuni Sultan Süleyman, tahta çıktığı zamanlarda Osmanlı Devleti dünyanın en zengin ve en güçlü devleti konumundaydı. Babasının vefatı ve kendisinin padişah olması, “Arslan öldü, yerine kuzu geçti” diye düşünen Avrupalıları bir hayli sevindiriyordu. Ancak Avrupalılar, çok geçmeden büyük bir hayal kırıklığına uğramışlardı.
Dönemindeki İç isyanlar
Kanuni Sultan Süleyman, padişahlığının ilk zamanlarında bazı iç isyanlarla uğraştı. Mısır’ın fethinden sonra Yavuz Sultan Selim’in Şam Valisi olarak atadığı Canbirdi Gazeli’nin çıkarmış olduğu isyan bunlardan ilkidir. Amacı Memlük devletini yeniden inşa etmekti. Canbirdi Gazeli, Ocak 1521’de Dulkadiroğullarından Şehsuvaroğlu Ali Bey emrindeki Osmanlı kuvvetleri tarafından yenilgiye uğratılarak yakalandı ve idam edildi.
Kanuni Sultan Süleyman, sonraki yıllarda yine Mısır’da sadrazamlık hakkının kendisinde olması gerektiğini savunan Ahmet Paşa, Anadolu’da Safevilerin desteği sayesinde ortaya çıkan Kalender Çelebi ve vergi sistemini bahane ederek ayaklanan Baba Zünnun (1527) isyanlarıyla uğraştı. Bütün isyanlar Osmanlı kuvvetleri tarafından başarıyla kontrol altına alındı.
Kanuni Sultan Süleyman tahta çıktığı zamanlar Avrupa’nın en güçlü devleti Roma-Germen İmparatorluğu (Almanya) idi. Almanya İmparatoru Şarlken, Macaristan’ı hakimiyeti altına almak için Macar kralı ile yakın akrabalık ilişkileri içerisinde olmaya çalışmıştı. Macar Kralı İkinci Lui, Şarlken’e güvenerek vergilerini ödemiyor kendisine gönderilmiş olan Osmanlı elçilerinin canını alıyordu.
Fatih Sultan Mehmet, Avrupa’da düzenlediği seferlerde Sırbistan’ı ele geçirmişti. Ancak stratejik bir öneme sahip Macaristan ele geçirilememişti. Kanuni Sultan Süleyman Macaristan’ı fethetmek için harekete geçti. Belgrad, karadan ve Tuna ırmağındaki Osmanlı donanması tarafından etrafı sarıldı.
Şehir, gayet iyi savunulmasına rağmen teslim bayrağını çekmek zorunda kaldı (29 Ağustos 1521). Belgrad Muhafızlığına Balı Paşa getirildi. Bu sefer sonunda İstanbul’a gönderilen bazı Belgradlılar, kurulan Belgrad köyüne yerleştirildi. Belgrad’ın fethi, Kanuni’nin ilk fethidir. Belgrad, bundan sonraki zamanlarda Osmanlı Devletinin Avrupa’ya açılan en büyük kapısı oldu. Bu yüzden Belgrad’a “Darü’l-cihad” denildi.
Şarlken ve Avrupa
Alman İmparatoru Şarlken’in amacı tüm Avrupayı ele geçirip hakimiyet sağlamaktı. Şarlken, fikirlerini kabul etmeyen Fransa Kralı Fransuva’yı esir aldı. Fransa Kralının annesi Düşes Dangolen, Kanuni’ye bir mektup yazarak yardım etmesini istedi. Bunun üzerine Kaptan-ı Derya Barbaros Hayreddin Paşa Fransa’nın Akdeniz kıyısındaki şehri Nis’e giderek Şarlken’in donanmasını yerle bir etti. Hem Fransa’yı hem de Fransuva’yı kurtardı.
Kanuni Sultan Süleyman, Şarlken’in büyük bir tehlike olmaya başladığını görür. Fransuva’nın da ısrarı üzerine Şarlken’e karşı savaş açmaya karar verir. Osmanlı ordusu Tuna nehrini aşarak Macaristan’a girer. 29 Ağustos 1526’da Macar ordusuyla Mohaç‘ta yapılan savaşta Macar ordusu iki saatte yerle bir oldu.
Mohaç Savaşı tarihte unutulmayacak bir zaferle sonuçlandı. Budin (Budapeşte) alındı. Macaristan, Osmanlı Devletine bağlı bir krallık haline geldi. Başına Macar soylularından Jan Zapolya getirildi.
Macaristan’ın Türkler tarafından işgal edilmesi, Avusturya ile Türkleri karşı karşıya getirdi. Mohaç Savaşından sonra Macaristan, askerlerden arındırılmış bir bölge haline gelmişti. Avusturya Arşidükü Ferdinand, Macaristan’ın Osmanlı yönetimi altına girmesini istemiyordu.
Ferdinand, Şarlken’in de desteğiyle Jan Zapolya’yı umursamadı ve Budin’e girdi. Karşı sefere çıkan Kanuni Sultan Süleyman Budin’i işgal etti. Savaşmayı göze alamayan Ferdinand ve Şarlken Avusturya’nın başkenti Viyana’ya kaçtılar. Ardından Viyana kuşatıldı (26 Eylül 1529).
Kış mevsimi geldiği için 16 Ekim günü kuşatma kaldırıldı. Osmanlı Devleti, Viyana kuşatmasından bir sonuç elde edemedi. Buna rağmen Macaristan’daki durumunu güçlendirmiş ve Avrupa’nın karşı taarruz yapmasını engellemiştir.
Ferdinand, Macaristan üzerindeki isteklerinden vazgeçmiyordu. Kanuni’ye bir elçi yollayarak Macaristan’ın kendisine verilmesini istedi. Bunun karşılığında vergi vermeyi kabul ediyordu. Ferdinand, bu talebi karşısında olumsuz cevap aldı ve Budin’i kuşattı.
Macaristan seferleri
Kanuni, bunun üzerine Almanya seferine çıktı. Osmanlı kuvvetleri, Budin’i geri alıp Estergon’a kadar ilerledi. Avusturya ve Almanya içlerine akınlar düzenlediler. Yedi ay süren Almanya seferi sırasında Avusturya’da birçok şehir, kasaba ve kale ele geçirildi.
Avusturya, yapılan bu savaşlar sonunda bir hayli harap ve bitkin bir haldeydi. Bunun üzerine Ferdinand barış istemek zorunda kaldı. İmzalanan İstanbul Antlaşması ile Ferdinand ve Şarlken’in hem Macaristan hem de tüm Avrupa’yı ele geçirme çabaları suya düştü (22 Temmuz 1533).
Ferdinand’ın Macaristan üzerindeki isteklerinden vazgeçmeye niyeti yoktu. Jan Zapolya vefat etmiş, yerine oğlu Sigismund geçmişti. Bundan yararlanan Ferdinand Budin’i kuşattı. Kanuni bunun üzerine 1540 yılında tekrardan Macaristan seferine çıktı. Çok güçlü bir orduyla birlikte Budin’e girdi.
Sigismund’u Erdel Beyliği’ne atadı. Ardından Macaristan’ı Osmanlı Devleti’ne bağlı Budin eyaleti yaptı. Süleyman Paşa bu bölgenin beyler beyliğine getirildi. Avusturya’nın elinde sadece Kuzey Macaristan kaldı. Kanuni döneminin önemli siyasi olaylarından olan Osmanlı- Avusturya, Macaristan, Almanya ilişkileri Kanuni’nin vefatına kadar devam etti.
Kanuni’nin hayatının önemli dönüm noktalarından birisi de büyük oğlu Mustafa’nın idamı’dır. Doğu seferinde 4 Ekim 1553 tarihinde Konya Ereğlisi makamında babasının huzuruna çıkmak için otağa giren Şehzade Mustafa, cellatlar tarafından boğularak idam edildi. Sebebi ise Şehzade Mustafa’nın, babasına isyan etmesidir.
Oğlunu idam ettiren Kanuni Sultan Süleyman Han’ın buna zaman geçtikçe çok üzülür. Pişmanlık duyduğu, gerek Osmanlı gerekse batı kaynaklarında belirtilir. Ayrıca bu olay nedeniyle Taşlıcalı Yahya gibi bazı şairler tarafından ağır sözlerle eleştirildiği halde sesini çıkarmamıştır. Çocukluk arkadaşı Beşiktaşlı Yahya Efendi‘nin bu olay yüzünden onunla konuşmadığına dair menkıbe namelere konu olan bilgiler de vardır.
Kanuni Sultan Süleyman, Anadolu’daki iç isyanlarla ve Doğu’da İran Devleti ile uğraşıyordu. 1566 yılında son seferine yine Macaristan üzerine çıktı. Zigetvar kalesi kuşatıldı. Ancak kuşatma devam ederken Kanuni Sultan Süleyman hayata gözlerini yumdu. Osmanlı Devletini zaferden zafere taşıyan Kanuni Sultan Süleyman’ın ölüm haberine rağmen kale ele geçirildi (7 Eylül 1566).
Eğitime önem verirdi
Kanuni Sultan Süleyman döneminde çok sayıda medrese kurulmuştur. Bu dönemde sarayda kurulan kütüphanelerden çok, medrese ve külliyelerde kurulan kütüphanelerin sayıca fazla olduğu görülmektedir. Bu da, devletin halkın eğitimini daha ön planda tutmaya başladığının göstergesidir. Sultan Süleyman döneminde kurulan ve Osmanlı Devletinin ikinci büyük eğitim kurumu olan Süleymaniye Medreseleri açtığı farklı bilim dalları nedeniyle yeniden bir sınıflamaya gidilmiştir. Sultan Süleyman döneminde yapılan bir değişiklikle Osmanlı medreselerinde eğitim dahil medreselerinden sonra iki aşamaya ayrılmıştır. Birincisi Sahnı Seman medreselerinde ilahiyat, hukuk ve edebiyat dallarında yapılan eğitimdir. İkincisi de Süleymaniye Medreselerinde matematik ve tıp alanlarında yapılan eğitimdir.
Kanuni Sultan Süleyman 46 yıl boyunca saltanatta kaldı. Babası Yavuz Sultan Selim’den toprakları 6.557.000 km kare olarak aldı. Daha sonra Osmanlı topraklarını 14.893.000 km kareye kadar çıkardı. Kanuni Sultan Süleyman döneminde imar faaliyetleri devam etti. İlk olarak İstanbul Sultan Selim Camisini tamamladı. Bunun dışında yaptırdığı eserlerden bazıları Gebze’de Çoban Mustafa Paşa Cami ve Külliyesi, Afyon Sincanlı Sinan Paşa Cami, Bozöyük Kasım Paşa Camisidir.
Özel hayatı
Kanuni Sultan Süleyman’ın ilk eşi Fülane Hatun olarak bilinir. Hürrem Sultan, Mahidevran Sultan ve Gülfem Hatun olmak üzere üç eşi daha vardır. Fülane Hatun’dan dünyaya gelen Mahmud, Mahidevran Sultan’dan Şehzade Mustafa, Hürrem Sultan’dan Şehzade Mehmed, Mihrimah Sultan, Şehzade Selim, Şehzade Abdullah, Şehzade Bayezit, Şehzade Cihangir, ve annesinin Gülfem Hatun olduğu yönünde görüşler olan Şehzade Murad adında çocukları vardır.